DOLAR 34,2381 0.05%
EURO 37,0496 0.07%
ALTIN 3.017,290,85
BITCOIN 23122520.94872%
İstanbul
16°

PARÇALI AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

admin

admin

20 Ekim 2024 Pazar

Güney Kore’de Bir Diş Hekimi: Betül Kaba

Güney Kore’de Bir Diş Hekimi: Betül Kaba
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bugün, Güney Kore’de diş hekimliği eğitimi alan Betül ile birlikteyiz. Hem akademik hayatını hem de Kore’deki yaşam tecrübelerini konuşacağız. Betül, bu süreçte yaşadıklarını ve elde ettiği deneyimleri bizimle paylaşacak. Öncelikle seni biraz daha yakından tanıyalım, bize kendinden bahseder misin?

Herkese Merhabalar ben Betül. 32 yaşındayım. Diş Hekimiyim ve 1.5 senedir Güney Kore`de yaşıyorum. Güney Kore`de Yonsei Üniversitesinde hem doktora eğitimi alıyorum hem de araştırma görevlisi olarak çalışıyorum.

Güney Kore’de eğitim almaya başlamadan önce neler yapıyordun?

2016 senesinde Hacettepe Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra ağustos ayında özel sektörde çalışmaya başladım ve Kore’ye taşınana kadar yaklaşık 6 sene kadar özel klinik ve ağız ve diş sağlığı polikliniklerinde çalıştım.

Diş hekimliğine ilgin nasıl başladı? Bu mesleği seçmendeki etkenler nelerdi?

Lise 3. Sınıfta üniversite sınavı sebebiyle bir meslek seçmem gerekiyor diye meslek arayışına girmişken bir Üniversite hastanesinde Ortodonti (diş teli) tedavisine başlamamla diş hekimliği mesleğine karar verdim. Tedavimi yapan profesör Sertap Erener’in Kumsalda şarkısını söyleyerek beni muayene etmişti. O ortamdan çok etkilenip diş hekimi olmaya karar verdim.

Güney Kore’de diş hekimliği eğitimi almaya nasıl karar verdin? Bu süreç nasıl gelişti?

Aslında bu çok uzun bir süreç. Hazırlanma süreci de karar verme süreci de çok sancılıydı. Normalde ilk defa karar vermem üniversitede öğrenciyken olmuştu. Korece’yi kendi kendime öğreniyordum ve bursla Kore’de yüksek lisans/doktora eğitimi alabileceğimizi öğrenmiştim. Fakat sonrasında diplomamız Kore’de geçerli olmadığı için ve hasta bakamadığımız için vazgeçmiştim. Zaten 2016’da mezun olduğumda malum darbe yüzünden bir süre yurt dışı düşünebilmem mümkün değilken üzerine Korona ile birlikte kendimi tamamen Türkiye’de yaşamaya ikna etmiştim ki, mesleğimin 5. senesinde çalıştığım klinikte sorunlar yaşayınca bir yol ayrımına girmem gerektiğine karar verdim. Ya kredi çekip kendi kliniğimi açacaktım ya da hazır beni Türkiye ye bağlayan (borç, klinik, evlilik vb.) bir durum yokken Kore’ye gelip hayalimi gerçekleştirecektim. Bu şekilde karar verip zaten hâli hazırda iletişimde olduğum Koreli Hocalarıma ulaşarak kararımı ve bursa ihtiyacım olduğunu belirttim. Onlar da sağ olsunlar zaten hep bana teklif ediyorlardı referans olalım gel burada eğitim al diye. Değerli Hocalarım sayesinde Yonsei Üniversitesi başvuru sürecine başlamış oldum.

Güney Kore’deki diş hekimliği eğitiminin Türkiye ile kıyaslandığında farklılıkları neler?

Lisans eğitiminin eğitim kalitesi anlamında çok büyük farkları olduğunu düşünmüyorum. Ama olanaklar anlamında burası kesinlikle çok farklı bir yerde. Sektörle ilgili detaylarla boğmak istemediğim için kısaca özetlersek teknolojik açıdan zaten Kore’nin ne kadar ileride olduğu malum. Üstelik ben Hacettepe Üniversitesi gibi köklü, gelişmiş bir üniversiteden mezunum. Diğer üniversitelerde eğitim, hasta bakma şartlarının daha kötü olduğunu biliyoruz maalesef.

Akademik eğitim açısından konuşacak olursak. Diş Hekimi mesleğinde mezuniyet sonrası alabileceğiniz iki eğitim vardır. Biri uzmanlık eğitimi diğeri ise akademik eğitim yani yüksek lisans ve doktora.

Uzmanlık eğitimi adı üzerinde bir bölüm üzerine pratik anlamda uzman olmak için alınan eğitimdir. Türkiye’de de Kore’de de sınavla girilen bir eğitimdir. Hasta bakarak maaş alarak belirli bir alanda uzman olursunuz. Ve o uzmanlık genelde sadece o ülkede geçerlidir.

Yüksek lisans ve doktora ise akademik bir eğitimdir. Bir konuda araştırma yapar ve tez yazarsınız ve o akademik unvan tüm dünyada geçerlidir. Türkiye’de ise doktora uzmanlık eğitimi gibi verilip maaş verilmeden yapılan uluslararası alanda pek de geçerliliği olmayan bir tez yazarak mezun olunmaktadır. Bu iki ülke arasındaki en önemli fark.

Diş hekimliği eğitimi sırasında zorlandığın veya adapte olmakta zorlandığın konular neler oldu?

Açıkçası hayal ettiğim gibi bir üniversite eğitimi geçirmedim. Sağlık sektörü olmasından dolayı çok ezbere dayalı bir eğitimdi ve dersleri geçmek için çalıştığımız süre dışında farklı bir hobiye vaktimiz kalmıyordu. Eğitimin en zor kısmı da laboratuvar ve staj kısmı tabi ki. Fakat yeniden okusam muhtemelen çok daha eğlenerek öğrenirdim. Bizim zamanımızda tercih ettiğimiz bölümden mezun olunduğunda gerçekten ne iş yapacağınızı size anlatacak insanlar, örnekler yoktu. Araştırıp bulma imkanı kliniklerin kapısını çalmadığınız ya da tanıdık bir diş hekimi olmadığı sürece neredeyse imkansızdı. Bu yüzden meslek adına çok bilgim olmadığı için bilinçsizce okudum ve bu yüzden daha da zorlandım ve keyif almadım diyebilirim.

Diş hekimliği eğitimi için Kore’yi tercih etmenin avantajları ve dezavantajları neler?

Tek dezavantajı diplomamız geçerli olmadığı için mezun olduktan sonra diş hekimi olarak çalışamayacak olmak.

Avantajları da o kadar çok ki hangisinden bahsetsem bilmiyorum.

Öncelikle diş hekimliği sektöründe önder ülkelerden biri Güney Kore. Hem akademik anlamında hem de Arge anlamında. Dünyaca ünlü bir çok implant, cihaz ve diş hekimliğinde kullanılan malzemeler Güney Kore’de üretiliyor.

Dolayısıyla öğrenci olarak da hekim olarak da akademisyen olarak da buradan kendinize katacağınız şey çok fazla.

Güney Kore’deki klinik uygulamalar ve teknolojiler hakkında ne düşünüyorsun? Türkiye ile karşılaştırabilir misin?

Korece bir Youtube kanalında da bu soruyu almıştım ve şöyle cevap verdim ki. Klinik uygulamaları yapabilme ya da teknolojiyi uygulayabilme konusunda Türkiye gerçekten çok ileride bir ülke. Sorun şu an ki ekonomik durum sebebiyle üniversite, devlet ya da özel kliniklerin bu malzeme ve cihazların alınamıyor olması. Diş Hekimliği hâlâ Türkiye de bir lüks olarak görüldüğü için ileri teknolojiyle yaptığınız bir tedavi ya da Avrupa’da , Amerika’da, Asya’da altın standart olarak kabul edilmiş bir malzemeyle yaptığınız tedaviden hakkı olan ücreti hastalardan isteyemiyorsunuz.

Türkiye’nin ekonomisi bu kadar bozulmadan önce de bu böyleydi. Ülkemizde maalesef Ağız ve Diş sağlığının önemi yeteri kadar anlaşılmış değil. Dolayısıyla hekimler çoğu zaman gerekli tedaviyi değil hastaların istediği ya da ödeyebildiği tedaviyi yapmak zorunda kalıyor. Bu da bizim sektörümüzün her anlamda ilerlemesini engelliyor.

Güney Kore’de ise sağlığın hangi alanı olursa olsun insanlar daha bilinçliler. Ve dolayısıyla olması gereken tedaviye ülke şartları daha iyi olduğu için göreceli daha uygun fiyata ulaşabiliyorlar. Bu da onların yeniliğe açık olmasını ve hem devletin hem bireysel olarak hekimlerin sektöre daha fazla yatırım yapmasını sağlıyor.

Güney Kore’ye ilk gittiğinde kültürel farklar seni nasıl etkiledi? Uyum sağlamakta zorlandığın alanlar oldu mu?

Kore’ye 2016 da 13 günlük bir gezi için ilk defa gelmiştim. Sonrasında 2018’de bir implant firmasının kongresinde spontane çeviri yapmak için gelmiştim. Üçüncüsünde de taşınmış oldum ama açıkçası çok zorlandığım bir durum olmadı. Korece’yi zaten 10 sene önceden beri öğrendiğim için anadilim gibi konuşabiliyorum. Kore Kültür merkezinde 2 sene kadar Kore yemekleri kursuna katıldıktan sonra da beslenmemin içinde Kore yemekleri hep olduğu için ve damak tadıma uygun olduğu için hiç sıkıntı yaşamadım. Burada yemek kültürü çok önemli ve bu konunda sıkıntı yaşamadığınızda insanlarla yakınlaşmanız daha kolay olabiliyor. Ben bu iki faktör sayesinde çok rahat ettim. Ama tabi ki çalışırken iş ortamı kültürünü hâlâ öğrenmeye çalışıyorum. Kendimi Koreliler gibi ifade etmek hâlâ kolay değil .

Güney Kore’de eğitim almak Türk bir öğrenci olarak sana neler kattı?

Öncelikle Yonsei Üniversitesi’nde yabancı öğrenci çok fazla olduğu için başka kültürleri, başka bakış açılarını görmemi ve dünyaya daha farklı bakmamı sağladı. Daha sonra kendi potansiyelimin farkına varmamı sağladı diyebilirim. Kore’nin üniversite ortamında olmak size kendinizi geliştirmeniz için çok fazla seçenek sunuyor. Ve eğer cesaret edip bunları denemeye çalışırsanız o aşamada aslında kendinizi tanımanız için çok iyi bir fırsat oluşmuş oluyor. Ben 30 yaşımdan sonra Betül’le tekrar tanıştım. Hâlâ biraz mesafeliyiz ama zamanla yakınlaşacağız diye düşünüyorum 🙂

Korece dil öğrenme sürecin nasıl geçti? Eğitim sırasında dil engeli yaşadın mı?

Korece’ye 2014 Eylül yılında tamamen hobi olarak başladım. Ve bu zamana kadar hiç kursa gitmedim ya da özel ders almadım. Şöyle söyleyebilirim ki ben çok emek ettim öğrenmek için yaklaşık ilk 2-3 yıl her gün 1 saat de olsa da çalıştım ve 10 yıldır Korece’ye yazma, dinleme, konuşma olarak hep maruz kaldım. Düşününce benim öğrenmeye başladığım zaman bu kaynaklar yoktu ve ona rağmen çok iyi öğrendim. Ama kesinlikle emek verdiğim için bu şekilde olduğunu düşünüyorum.

Kore’deki sosyal yaşam, arkadaşlık ilişkileri ve toplum dinamikleri hakkında düşüncelerin neler?

Kore gelişime ve yeniliğe çok açık ve bir o kadar da kapalı bir ülke. Peki bu ne demek; Yurtdışından kendilerini geliştireceklerini düşündükleri şeyleri(sanat, teknolojik, sosyolojik anlamda her şey olabilir) almaya çok açıklar ama bir o kadar da kendi kültürlerinin özünü değiştirebilecek şeylere cesaret edemiyorlar ya da iyi bakmıyorlar.

İnsan ilişkileri bizim öğrendiğimiz ve alışageldiğimiz dinamiklerden farklı. Ama bu biraz sizinle de alakalı bir durum bence. Yani mesela Koreliler kendi aralarında ne kadar o dinamiği sürdürse de yabancılar çaba sarf ettiğinde de kendilerini açıp size daha uygun bir ilişki formuna yaklaşabiliyorlar. Ama benim hissettiğim kadarıyla ilk adımı sizin atmanız gerekiyor.

İş ortamı ise çok daha zor ve karmaşık. Bunun üzerine konuşursam sanırım sayfalar tutar ama 2 kelime ile özetleyecek olursak: yarış ve mesafe.

Eğitimde iş yerinde hatta bazen sosyal ortamlarda bir yarış halindeler ve bu durum onlarda çok öğrenilmiş bir durum. Gerçekten bazen hak da veriyorum; o kadar çok vasıflı, başarılı, güzel, çalışkan, yakışıklı, yetenekli insanlar var ki kendinizi kıyaslama içinde bulmaktan başka bir şansınız kalmıyor.

Mesafe ise aslında benim hoşuma giden bir şey. İş yerinde gereksiz samimiyet kurmamayı öğreniyorsunuz. Bu da size kendinizi duygusal anlamda koruyabilmek için çok faydalı olabiliyor. Ama buna alışmak zaman istiyor tabi ki. İyi gözlem yapmak faydalı olabilir diye düşünüyorum.

Diş hekimliği eğitimini tamamladıktan sonra kariyer planların neler? Türkiye’ye dönmeyi düşünüyor musun yoksa Güney Kore’de kalmayı mı planlıyorsun?

Doktora eğitimim bittikten sonra öncelikli kendi sektörümde bir şirkette araştırma görevlisi olarak çalışmayı düşünüyorum. Diploma denkliği ile ilgili araştırmalarım ve çalışmalarım devam ediyor şu anda. Sonrasında da o konuyu halledip Kore’de diş hekimliği yapmak istiyorum. Yani bütün planlarım Kore’de bir gelecek kurmak üzerine diyebilirim.

Güney Kore’de diş hekimliği eğitimi almak isteyen Türk öğrencilere ne gibi tavsiyelerde bulunursun?

Sosyal medyadan bu konuyu danışan arkadaşlara da söylediklerimi özetleyeceğim.

Şu anda lisans eğitimi alan arkadaşlar mutlaka 5 senelik eğitimlerinin hakkını versinler, öğrenci kongreleri, projeleri kaçırmasınlar. Yakın oldukları hocalar varsa kesinlikle takip etsinler eğitimlerine katılsınlar ve öğrencilikten itibaren network kurmaya çalışsınlar. Diş hekimliğinden mezun olup farklı yollar çizen insanlarla konuşsunlar. İnsan kendi yolunu çizerken mutlaka başka insanların da tecrübelerini mutlaka dinlemeli diye düşünüyorum. Bu söylediklerimi sadece Kore’ye gelmek isteyenlere değil tüm diş hekimliği öğrencilerine söylüyorum.

Bir diğer önerim kesinlikle İngilizceyi çok iyi öğrensinler. Mesleğimizi ömür boyu yapacağız evet ama yaptığımız meslekten ziyade bu mesleği kimin yaptığının önemli olduğunu düşünüyorum. Hayat sadece meslekten ibaret olmadığı için sosyal anlamda da kendimizi geliştirebilmek, kendimizi daha iyi versiyonlarını inşa etmenin mesleki anlamda da otomatik getirileri olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden kendilerini tanımak için kendi içlerinde bir yolculuğa çıksınlar bakalım. Ahmet, Ceren, Gizem, Emre… kimmiş.

Sonra eğer hâlâ Kore’ye gelmeyi düşünüyorlarsa burada yüksek lisans ve doktora eğitimi sırasında hasta bakılmadığını bilsinler. Diploma geçerli olmadığı için değil bunlar bir akademik eğitim olduğu için. Türkiye de yanlış uygulandığı için doktora eğitiminde hasta bakılıyor. Uzmanlık eğitiminde hasta bakılır doktora da değil.

Ve en önemlisi klinik bölümlerde doktora yapmak istiyorlarsa Korece’yi en az Topik 5 seviyesinde öğrensinler.

Ve planlarına mutlaka bir B planı katmayı da unutmasınlar. Hayatın bize neler getireceği hiç bir zaman belli olmuyor.

www.instagram.com/koredebir.dishekimi

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.